Oscar'ı takip eden herkes hangi filmlerin ödül alacağını tahmin etmiştir az çok. Harika yapıtların yarışması iyi güzel ama benim 'Yılın En Önemli Etkinliği'nde en sevdiğim kısım ne yazık ki tören değil. Zaten öncesinde yapılan birçok ödül töreni Oscar'da kimin neyi alacağını belirliyor bana göre. Ama kırmızı halı öyle mi? Giy bakalım bir giydiğini bir daha. Nasıl taşlıyorlar seni. Lafın kısası Oscar'ı Oscar yapan...
Acısı, tatlısı ile bir moda haftasının daha sonuna geldik. İyiler de vardı, kötüler de. - Bu gerçekten de çok klasik bir giriş oldu. Ben sizlerle en sevdiklerimi paylaştım, kötülere kim bakmak ister ki zaten? Gözüm pek çok şeyi arıyordu, en büyük eksiklik ise Karlie Kloss'un olmamasıydı bence. Onun dışında güzel bir moda haftası olmuştu. Şimdi sıra Londra Moda Haftası'nda ama ondan önce Oscar...
Ve işte o an geldi. Benim için New York Moda Haftasının en iyi defilesi Marchesa'nınki oldu. Adeta rüya gibi bir şovdu. Hakkında kimsenin kötü tek bir şey bile söyleyebileceğine inanmıyorum doğrusu. Tasarımcılar ressam William-Adolphe Bouguera'nun 1879 yapımı 'A Soul Brought to Heaven' adlı eserinden ilham alarak çıkarmışlar bu koleksiyonu. Gerçekten de bu koleksiyon bir rüya, bir cennet gibi. Tüyler, tüller, danteller ve 1800lerin...
Tadda da daa (girişim biraz kötü oldu, kusura bakmayın) Şimdi de sıra benim Modanın Babası saydığım güzel insanda. Oscar de la Renta kumaş parçasını yırtıp önüme elbise diye koysa bayıla bayıla bakarım o kumaş parçasına. O kadar seviyorum ben bu babacan tipli Fransızı. Bu koleksiyonu da öncekilerden biraz farklıydı. Sanki biraz Chanel kapsamına kaymış gibiydi ama Oscar baba hiçbir şekilde kendi çizgisinden ayrılmamış....
Bunun diğer koleksiyonlara göre pek fierce'lık bir tarafı olmasa da birbirinden güzel dikilmiş sade elbiseler görmek de beni memnun etti. Christian'ı taa Project Runway'den beri tanırım. Sanki gözümün önünde büyümüş gibi benim için. Bahar koleksiyonunu daha çok sevmeme rağmen bu koleksiyonda insanda hoş hisler uyandırmıyor değil. ...
Bence bu koleksiyonun adı 'Like a Gentleman' olmalıymış. İlk olarak üç parçalı veya etekli takımlarla başlayan şov daha sonra ışıltılı bir havaya bürünüyor. Şapkalar çıkıp dirseğe kadar gelen eldivenler giyiliyor, pantolonlar ayakucuna kadar uzanan eteklere dönüşüyor ve sihir tamamlanmış oluyor. Bense bu koleksiyonu ilk gördüğümde uzun zamandır ilk kez bir Ralp Lauren defilesinden hoşlandığımı hissettim. Bir bakın şunlara. Nasıl hoşlanmaz insan? Bir gün...
Modanın bir diğer beyaz atlı Prensi de Zac Posen. Kadın vücudunu başka bir boyuta taşıyan bir prens üstelik kendisi. Yaptığı elbiseler o kadar mükemmel ki, insana söyleyecek bir şey bırakmıyor. Koleksiyon hakkında söylenecek pek bir şey yok zaten. Kıyafetler bir nevi konuşuyorlar kendi adlarına. Kapanışı da Zac'in favori mankeni Coco Rocha yaptı. ...
Tadashi Shoji ile geç tanışmış olmama rağmen tanıştığıma çok ama çok memnun oldum doğrusu. İlk görüşteki aşk gibiydi bu. Pişman oldum, neden daha önceden keşfetmedim diye. Danteller, tüller ve 20'leri anımsatan çizgisi çok hoşuma gitti. Ayrıca bir kış koleksiyonuna göre çok renkliydi, o en çok hoşuma gidenlerden. Tüm koleksiyon çok güzeldi, kötü diyebileceğim ya da beğenmediğim bir elbise görmedim. Kırmızı halıda kimin ne...
You can find any kind of events on this page. New event pages will be added soon. ...
Naeem Khan da modanın asillerinden biri. Bütün o işlemeleri ve boncuklu elbiseleriyle kalbimde tahtını kurmuş olan bir prens ve kadın ruhundan anlayan, sayıca az erkeklerden biri. Yaptığı her şey güzel olur onun. Bu koleksiyonda olduğu gibi tıpkı. Defile sırasında geçişleri de mükemmel ayarlamış. Bir bakıyorsunuz siyahken bir bakmışsınız açılmış renkler. Koleksiyondan en sevdiğim fotoğrafın en başındaki boncuklu elbise. Onu kesinlikle Oscar'ın kırmızı halısında...
Reem Acra deyince aklıma iki kelime gelir: Şık ve ışıltılı. Yaptıkları, elinden çıkan her şey o kadar güzel ki. Birçok ünlünün kırmızı halıda vazgeçilmez tercihi olan Reem Acra bu sezonda da kırmızı halıyı 12'den vuracakmış gibi duruyor. Merakla bekliyorum doğrusu bunun olmasını. ...
Bu koleksiyon bana bahar koleksiyonunun devamıymış hissini verdi. Sanki hiç kış gelmemiş ve bahar devam ediyormuş gibi cıvıl cıvıl renklerle doluydu. Ama açıkçası yukarıya eklediklerim dışında koleksiyonu pek beğendiğim söylenemez. Belki ben sonbahardan çok baharı sevdiğim içindir. ...
Monique Lhuillier gene yaptı! Bu kadın ne zaman böyle mükemmel olmayı bırakacak acaba? Bırakmasını istediğimden değil ama ne zaman yeni bir tasarımını görsem kalbim sıkışıyor. Hepsini kırmızı halıda görmek isteyeceğim koleksiyon kırmızı, siyah ve altın rengi arasında gidip gelmiş. Bense en beğendiklerimi ekledim buraya. Sanırım üstüne söyleyecek çok fazla şey yok. Kırmızı halıda görünce tanıyacağım bir koleksiyon olmuş kısacası. ...
Anlaşılan o ki bu kış Marc Jacobs üşümemize izin vermeyecek. Kocaman şapkalar, işlemeli ceketler, kalın atkılar ve büyük çengelli iğnelerle tutturulmuş şallar. Her şey sıcak diyor sanki bu koleksiyonda. Sizi bilmem ama ben o yumuşacık şapkaların birine gömülmek istiyorum. ...
Marc Jacobs markasının rahat ve biraz başına buyruk kardeşi Marc by Marc Jacobs bu sezon da hem rahatlığı hemde şıklığı bir arada sunuyor. Bu koleksiyonda ne ararsan var. Bol kazaklar, hipster gözlükleri, botlar ve ah kelepçe çantalar. ...
